ENERJİNİ TOPLA VE YÜKSEK TUTMASINI BİL...

GÜMÜŞ MOR ALEV ENERJİSİ UZAKTAN UYUMLAMA (İNSİYE) EĞİTİMİ Gerçek değişim kimi eski şeyleri farklı görmeye başlamaktır.
kişiliğinizin renklerini seçin.her rengin bir uyumu bir enerjisi var,buna inanın.şimdi renklenme zamanı...


SADELİK ,MESAFE, GÜVEN, BİLGELİK,GÜZELLİK, HÜZÜN, ERKEKSİ DİŞİLİK, SERTLİK,KIZGINLIK, ASİLİK, EN ÖNEMLİSİ KARARLILIKTIR...

INCE BEL

siz hic hayallerinizden 0 aldiniz mi?

Bu öykü, çiftlikten çiftliğe, yarıştan yarışta koşarak atları terbiye etmeye çalışan gezgin bir at terbiyecisinin genç oğlunun hikayesidir.




Babasının işi nedeniyle çocuğun orta öğretimi kesintilere uğramıştı. Orta okuldayken, büyüdüğü zaman ne olmak ve ne yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını istedi hocası... Çocuk bütün gece oturup günün birinde at çiftliğine sahip olmayı hedeflediğini anlatan 7 sayfalık bir kompozisyon yazdı. Hayalini en ince ayrıntılarıyla anlattı. Hatta hayalindeki 200 dönümlük çiftliğin krokisini de çizdi. Binaların, ahırların ve koşu yollarının yerlerini gösterdi. Krokiye, 200 dönümlük arazinin üzerine oturacak 1000 metrekarelik evin ayrıntılı planını da ekledi. Ertesi gün hocasına sunduğu 7 sayfalık ödev, tam kalbinin sesiydi...



İki gün sonra ödevi geri aldı.Kağıdın üzerinde kırmızı kalemle yazılmış kocaman bir "0" ve "Dersten sonra beni gör" uyarısı vardı.



"Neden "0" aldım?" diye merakla sordu hocasına, çocuk...



"Bu senin yaşında bir çocuk için gerçekçi olmayan bir hayal"dedi, hocası...

"Paran yok. Gezginci bir aileden geliyorsun. Kaynağınız yok. At çiftliği kurmak büyük para erektirir. Önce araziyi satın alman lazım. Damızlık hayvanlar da alman gerekiyor. Bunu başarman imkansız"



ve ekledi:



"Eğer ödevini gerçekçi hedefler belirledikten sonra yeniden yazarsan, o zaman notunu yeniden gözden geçiririm."



Çocuk evine döndü ve uzun uzun düşündü. Babasına danıştı.



"Oğlum" dedi babası, "Bu konudakararını kendin vermelisin. Bu senin hayatın için oldukça önemli bir seçim!."



Çocuk bir hafta kadar düşündükten sonra ödevini hiçbir değişiklik yapmadan geri götürdü hocasına...



ve "Siz verdiğiniz notu değiştirmeyin" dedi.. "Ben de hayallerimi..."

KİMLİK TESPİTİ YAPIN

kim oldugunla ilgilenme,kimlik senin.sadece icinden geleni dogru yasa ve yasat.ama saklayarak,ama anlayarak...


1.


Hayattaki amaçlarınızı yeniden gözden geçirin



“Bir şeyi gerçekten istediğinizde, onu elde etmemeniz için hiçbir neden yok.” Bu cümle tanıdık geliyor mu? Amaçlarımız üzerinde belli bir dereceye kadar etki sahibi olduğumuz doğrudur ancak hepimiz 100 metrede dünya şampiyonu olabilir miyiz?



Her ne olursa olsun bir şeyleri elde etmeniz gerektiğine ve amacınız dışındaki hiçbir şeyin önemli olmadığına dair saçma düşüncelerden vazgeçmelisiniz. Bu tür düşünceler ekseriyetle kendimizde yanlış olan bir şeyler olduğuna kanaat getirerek depresif bir ruh haline bürünmemize neden olur. Kendimize duyduğumuz güven ve inanç eksikliğinin kaynağı budur.



Gerçekten ne yapabiliriz? Nelere gücümüz yeter? Hepimiz birbirimizden farklıyız. Bu yüzden hangi konularda iyi olduğumuzu, neleri bildiğimizi ve neler yapabileceğimizi anlamak zorundayız. Bunu başardığımızda, hayat bizim için gerçek bir maceraya dönüşür ve mutluluğun kaynağı da budur.





2.

Kendiniz olun



Mutluluk ve mutsuzluk hakkında bildiğimiz bir şeyi sizinle paylaşmak istiyoruz: Eğer aslında olmadığınız bir kişi gibi davranıyorsanız hiçbir zaman mutlu bir insan olamazsınız. Çoğu zaman insanları etkilemek için başka yüzler takınırız. Bazı zamanlarda bunu yapabilirsiniz elbette ancak artık aynada kendi gözlerinizin içine bakamayacağınız kadar abartılmış bir yalanı yaşamanız gerçek bir mutsuzluk nedenidir. Ayrıca çoğu insan, olmadığınız bir kişiymiş gibi davrandığınızda bunu anlayacaktır.





3.

Tatminle mutluluğu ayırt edebilmelisiniz



Yemek yediğimizde tatmin oluruz, mutlu değil. Bu yüzden mutluluğumuz için yemeliyiz, tatmin olmak için değil. Her birimiz mutluluğu içimizde taşıyoruz. Ve de mutluluk, tatminin aksine, uzun soluklu bir duygudur. Yaşamımızın her anında mutlulukla mutsuzluğu ayırt edebiliriz.
4.


İnsanları memnun edin ancak dikkatli olun



Bağımsızlığa yönelik arzularımızla, istenmeye ve sevilmeye yönelik ihtiyaçlarımız arasında sıkışmış durumdayız. Eğer diğerlerini memnun etmek istiyorsak, bunu ancak kendimizi bularak yapabiliriz. Öte yandan, bunu yaparken, yani insanları hoş tutmaya çalışırken kendimizi kaybedebiliriz de.



Yaşamımızı her zaman diğer insanların beklentileri ve kendi egomuz arasındaki bir labirentte geçiriyoruz. Asla aşırı uçlara kaymamalıyız. Büyümenin ve olgunlaşmanın bir tarafı da insanları hastalıklı değil, sağlıklı bir yoldan memnun edebilmektir.





5.

Kendinizi dinleyin.



Aşkı aradığımızda onu bulamayız. O kendisi gelecektir, biz hiç beklemiyorken. Aşk bizim bir yan ürünümüzdür. İçinizde ne hissediyorsanız onu yapın. Ve şu an için yaşamayı öğrenin, bugün için, şimdi için. Bilgelik ve cesaretle yaşadığınız her anı değerlendirmeyi bildiğiniz sürece, önünüzde sizi bekleyen zengin bir gelecek olduğundan emin olabilirsiniz.

“Bu ben değilim!”



Aynada baktığınız kişinin kendiniz olmadığını düşündüğünüz olur mu hiç? Hayal ettiğiniz hayatın çok uzağında kaldığınızı? Bu durum yalnızca kendine acımayla kalmamalıdır. Bu durumu artık gözlerinizi açmak ve problemlerinizin ne olduğunu fark etmek için bir fırsat olarak değerlendirmelisiniz.



Tek yapmanız gereken ileri doğru bir adım atmak; ruhunuzu daraltan problemlerin çözümüne yönelik bir adım. Kendinize bir mesaj veriyorsunuz; bu yüzden sakın bu mesajı görmezden gelmeyin. Korkularınızla yüzleşin!



Büyük keşif...



Büyük keşiften kastımız Amerika değil, orası çoktan keşfedildi... Kendi içinize bakmanızdan bahsediyoruz; böylelikle birçok ilginç şeye sahip olduğunuzu fark edeceksiniz. İç dünyanız sahip olduğunuz en değerli hazinedir, kıymetini bilin!

Sizi neyin mutlu ettigini anlayin!




Sizi mutlu olmaktan alıkoyan ne? Kim olduğunuzu, ne istediğini ve ne hayal ettiğinizi biliyor musunuz? Kendi gözlerinizin içine bakabiliyor musunuz yoksa her zaman oynuyor musunuz?





Her halükarda,er ya da geç kendimizi bir şeylerin yolunda olmadığını kesin olarak anlayacağımız bir durumun içinde bulacağız. Nasıl devam etmeniz gerektiğini bilmediğiniz bir durumda. Burada yaşınızın ne olduğunun bir önemi yok ya da acil durumun hangi şartlarda ortaya çıktığının.



Yeni bir işe geçmek istediğimizde, bir ilişkiyi bitirirken, kendimizi mali sıkıntıların içinde bulduğumuzda, birdenbire kendimizi her şeyin ortasında yapayalnız hissettiğimizde... Şartlar yalnızca kökleri çok derinlerde olan problemlerin yüzeyine ışık tutabilir. Yaşadığımız rahatsızlığın asıl kaynağı ise kendimizden başkası değildir.
Senin de kuralların var değil mi? Senin de beyninde, kendine dair oluşturduğun imajlar... Nasıl olman, nasıl yaşaman, nasıl davranman gerektiğine dair.




Peki ya sen!



Hani o, yalnız olduğun zamanlarda, kendini rahat hissettiğin ortamlarda, ortaya çıkmasına izin verdiğin öteki sen! O, ne düşünüyor bu konuda? Acaba hangi ipu...çlarını yolluyor sana? Onu belki bir gün anlarsın umuduyla! Hadi..., kapat gözlerini hissetmeye çalış yaşadığın o anları bir kez daha.



Hatırla… Kendine, öteki sen olmak için izin verdiğin o anlardan aldığın hazzı. O anlarda içinde kabaran o coşkun enerji ile yaşadıklarını ve yaşattıklarını. Özgürce attığın o keyif dolu kahkahaları.Tüm farkındalığın sadece yaşadığın anda olduğu için; o anlarındaki dokunuşlardan aldığın o yoğun hazzı, o anlarındaki keyifli bakışlarda gördüğün o ışıltıları, o anlarda duyguların nasıl kuralsız ve imajsız içinden taşıp, ortalıkta keyifle dolaştığını.



Hayatını her zaman öteki sen olarak yaşayamamana sebep, o içindeki korkular değil mi?



Sana engel olan, öteki sen olursan; kabul ve saygı görmeyeceğin… takdir edilmeyeceğin… yalnız kalacağın… red edileceğin… sevilmeyeceğin korkuları değil mi? Onlar içine kök salmış koskocaman bir ağacın kesmekle bitiremeyeceğin dalları sanki!



Aslında şöyle kendinden bir adım geri çekilip düşününce, ne kadar garip bir durum değil mi, insanın sevilmek, kabul görmek için, içinden geldiği gibi davranmak yerine, oluşturduğu kurallara, imajlara ihtiyaç hissetmesi? Özgün ruhunun, arzuladığı, istediği şeyleri kendine sağlayamayacağına inanmayı seçmesi!



Düşünüyorum da… Acaba, insanın etrafındakilerin beğenisi, takdirini kazanması, kendi özgün ruhunu silmesine değer mi? Kendi özgün ruhunu silen biri, acaba gerçek mutluluğu deneyimleyebilir mi?



“Ben” diyebilir mi?
                                  

müzik yapmak gibi,eğlencenin göbeğini keşfet.yarat.yaratmadan önce gülümsemeden güne başlama.her yaşadığını zannetiğin yada hissetttğin an, zaman diliminden pir parça.sen de bu parçanın bölümlerinden sadece bir tanesisin.geri kalan kısmı da yaşayarak öğreneceksin.kah gülerek başla,kah eğlenceni kendin yarat.ama YAŞA VE YAŞAT.

RESİM 1-İ


Renk demişken sizi tamamlayan renkleri özellikle yüzünüze yakın kıyafetleri seçerken aklınızda tutun. Kıyafetlerinizin, aksesuarlarınızın ve makyaj malzemelerinizin renklerinin sizinle uyum içinde olması sizi daha görünür kılar. Sizinle giysileriniz arasında bu renk uyumu eksik olduğundaysa kıyafetlerinizin rengi sizin önünüze geçer, siz değil üzerinizdeki renkler göze batar, ama siz kaybolursunuz. Hangi renkler sizi tamamlayan renkler, işte bu cildinizin tonuna, saçlarınıza hatta göz renginize bakılarak yaptığımız bir analizdir. Bulmaya çalıştığımız size yakışan renkler daha soğuk, mavi ve pembe bazlı renkler mi yoksa daha sıcak sarı bazlı renkler mi? Elbette sadece bu kadar da değil, parlak , canlı renkler mi, ya da daha mat, soluk renkler mi… Siz yine de moda dergilerinin yılın rengi ilan ettiği renge küsmeyin elbette, size en çok yakışan doğru tonunu bulun sadece.

HAYATA KARŞI HEP BİR DURUŞU OLMALI  İNSANIN. SAĞLAM GÜVENİLİR,FARKINDA BİR ŞEKİL ALMALI.  NE İSTEDİĞİNİ BİLMELİ.ZAMANINDAN ÇALMALI KISACA KENDİ İÇİN FIRSAT YARATMALI.SİZ BUNA DEĞERSİNİZ.

RESİM 1-J




RENKLER BİR ARAYA GELDİKLERİNDE BİR ANLAM KAZANIRLAR VEYA NESNEYE ANLAM KAZANDIRIRLAR...SİYAH BEYAZ NETTİR AMA BİR O KADAR DA BELİRSİZDİR.SİZE YAKIN GİBİ GELEBİLİR AMA BİR O KADAR UZAKTIR.
SİYAH BEYAZ YAŞAMIN İKİLEMİNİ,ZITLIĞINI,GÜÇLÜĞÜNÜ,ÇEKİCİLİĞİNİ,YALINLIĞINI,SADELİĞİNİ,ESKİLİĞİNİ,DUYGUSALLIĞINI, GEÇMİŞİN İZLERİNİ VE AYNI ZAMANDA HAYATIN ANLAMINI,GERÇEKLİĞİNİ VE GÜZELLİĞİNİ GÖSTERİR.



Biz yaşamın içinden geçerken binlerce karakter yerleşip kalıyor içimizde... Onlar biziz... Her yaşımız... O yaştaki halimiz, bakışımız bizimle birlikte kalıyor... Evrim geçiriyoruz ve değişiyoruz ama biz değişirken o hallerimiz içimizde kalıyor bizim... 16 yaşındaki sen içinde duruyor. O bakış, o hal, o tavır... Bugün öyle düşünmüyorsun, aynı olaylar karşısında bu gün öyle davranmazsın belki ama içinde o var... 20 yaşındaki halin, 25, 30, 40... Aşık olduğun gün, terk edildiğin gün kalıyor içinde... Her gün başka bir sensin ve o sen, seninle birlikte geçiyor yaşamın içinden...



RESİM 1-I

canta da olmasi gerekenlerden 3 tanesi:
kararli adim
bilgelik
 duruş



sarı gözükmek ama sıcak gözükmek

HAKKIMDA


Hakkımda olan bu sitenin kendisidir aslında!
İfadem bu şekilde.Yalın ve çıplak tariflere yönelik,sade ama şık.Lüks ama bi o kadar şatafatsız. silik belki ama akıllarda kalacak bir ünlem hatta.bakınca durmasını düşünmesini bilecek.Yaptıklarım kişilik çantamdır benim.kişilik çantamın içindeki renkler nelerdir?net midir?her soruya bir cevap var mıdır bu çantada,yoksa bilinç dışı doldurulmuş şeylermidir içeriği.
Çok değerli takım arkadaşlarıyla çalıştık.ve de sonucunda kişilere özel has sunumları sizlerle paylaştık.
Çantamın içindekileri merak ediyorsanız sayfada bir gezinti anlatır sizlere herşeyi.
Yalın bir şekilde...
Ülkü Kuş Albenov

RESIM 1-A


TASARIM GİYİNMEK BİR ÖZGÜVEN İŞİDİR.
ÖZGÜVENİ OLAN HER ZAMAN  İŞİ İYİ TAKİP EDENDİR.İŞİ BİLENDİR.ZEVK SAHİBİ OLANDIR.ZEVK SAHİBİ OLAN HER ZAMAN NE İSTEDİĞİNİ BİLENDİR.FARKINDALIKLARI GELİŞMİŞTİR.KENDİNİ ÖZEL HİSSETMELİDİR.GEREK YAŞAMIYLA,GEREKSE KILIK KIYAFETİYLE.ARAŞTIRMACIDIR,DİNLEYENDİR,DİNLETECEK OLANDIR ÇÜNKÜ ARTIK YARATICILIKTAKİ ROLÜ BÜYÜKTÜR.DUYARLIDIR,YARATICILIKTA ÖNCÜDÜR.LİDERDİR.BU ÖZELLİKLERE SAHİP OLAN BASIC GİYİNEMEZ.İSTER İSTEMEZ ONUN BİR TARZI OLUŞMUŞTUR,KENDİNE HAS BİR DURUŞU VARDIR ARTIK...

RESİM 1-B


biraz erkeksi dişilik, biraz kadınsı duruş.
İŞTE BÜTÜN MESELE BU...